KYBELE HEYKELİ
Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız ve New York Başkonsolosluğumuzun yoğun çalışmalarıyla Kybele heykelinin iadesi konusundaki karşı iddialarımız tüm muhataplarımıza iletilmiştir. Heykelin ülkemize ait olduğunu ispatlamaya yönelik Kültür ve Turizm Bakanlığımız uzmanlarının yerinde yaptığı incelemelere ve raporlamalarına ek olarak İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıkları da çok ciddi katkı sağlamışlardır. Bilimsel kanıtlar eserin ortaya çıkarıldığı yıllardaki bölgelerde yaşayan görgü tanıklarının ifadeleri ve Afyonkarahisar’daki kaçakçılık olaylarına ilişkin belgeler, Kybele Heykeli’nin Türkiye’ye ait olduğunu doğrulamaktadır.
Eserin Türkiye'ye ait olduğunun tespiti ile ilgili süreç şöyle gelişmiştir “Eserin iade süreci bir İsrail vatandaşının, 2016 yılında Roma Dönemine ait bir Kybele Heykeli’ni yurt dışına ihraç edebilmek için kendi ülkesinin makamlarından izin talebinde bulunması ve İsrail makamlarının, eserin fotoğrafını ülkemize ileterek kökeni hakkında bilgi talep etmesiyle başlamıştır. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü uzmanları bu heykelin 1964 yılında Afyonkarahisar Merkez Çavdarlı Köyü’nde bulunmuş olan ve hali hazırda Afyonkarahisar Müzesinde sergilenen ‘Kovalık Eserleri'yle tipolojik benzerliğini tespit etmişlerdir. Heykelin Amerika’da satılacağı bilgisi üzerine harekete geçildiğini ve yapılan girişimlerle heykelin satışı Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından durdurulmuştur.
İlgili şahısla Kültür ve Turizm Bakanlığımız yürüttüğü müzakere ile Kyble heykeli Türkiye’ye iadeye edilmid, süreç sulh yoluyla sonuçlanmıştır.
Kybele, prehistorik dönemlerden itibaren Akdeniz Havzası'nda özellikle Anadolu'da bereket ve bolluğun sembolü ve koruyucusu Ana tanrıça olarak tapınım görür. Kybele'nin iki yanındaki aslanlar ana tanrıçanın doğa ve hayvanlar üzerindeki hâkimiyetini gösterir. Antik dönem sosyal ve dini yaşamında kişilerin olmuş ya da olmasını diledikleri istekleriyle ilgili ya da inandıkları tanrısal varlığı onurlandırmak üzere tanrı ya da tanrıçalara adak sunmaları yaygın bir gelenektir.
Tanrıyı onurlandırmak üzere tapınaklar ya da kutsal alanlara sunulan materyaller ‘adak objesi' olarak değerlendirilir. Kişinin sosyal ve ekonomik statüsüne göre adak objeleri basit bir taş parçasından gösterişli bir heykele kadar çok çeşitlilik gösterir. Yazıtında da yer aldığı üzere Sideropolisli Asklepiades'ın Oniki Tanrı Ana'ya sunduğu bu Kybele Heykeli bir adak heykelidir. Heykelin kaidesinde bulunan yazıt bölümünde “Hermeios'un oğlu Sideropolis'li Asklepiades adağı Oniki Tanrı Ana'ya dikti” ifadesi yer almaktadır.
Türkiye'den 1960'lı yıllarda İsrail'e götürülerek satılan tarih öncesi dönemlerde bolluğun ve bereketin sembolü, koruyucusu olduğuna inanılan 'ana tanrıça' Kybele heykelinin İsrail'e kaçırılan ve bir müzayede evinde satılmak üzere İsrail'den Amerika'ya ulaştırılan eser Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleriyle 10 Aralık 2020 de İstanbul’a getirilmiş Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri ERSOY tarafından basına tanıtılmıştır. Kibele Heykeli İstanbul Arkeoloji Müzesinde geçici olarak sergilendikten sonra bugün (24 Aralık 2021) İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez ve Bölge Laboratuvar Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Halil ARÇA, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü uzmanları Arkeolog Sedat ÖZTOPBAŞ ve Arkeolog Mehmet Bahattin AYDIN refakatinde Afyonkarahisar Arkeoloji Müze Müdürlüğüne teslim edilmiştir.